Akupunktur Tedavisi

Akupunktur 5000 yıllık geçmişi olan Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT) tedavi yöntemdir. Vücutta enerji akışının düzenlenmesi prensibine dayanır.

AKUPUNKTUR FELSEFESİNDE, ORGAN İSİMLERİ İLE ADLANDIRILAN BİRBİRİYLE BAĞLANTILI 12 ANA MERİDYEN VE 8 EKSTRA MERİDYEN ARACILIĞIYLA SÜREKLİ OLARAK BİR ENERJİ AKIŞI VARDIR.

Günümüzde dinamik MR görüntüleme yöntemi ile bu meridyenlerdeki enerji akışı görüntülenmiştir. Bu meridyenler üzerindeki akupunktur noktaları uyarılarak hastalıkların tedavisi sağlanır.

 

Akupunktur felsefesine göre, vücuttaki enerji akışındaki tıkanıklıklar hastalıkların oluşmasına yol açar.

Akupunktur Tedavisi

Akupunkturla, meridyenler ve mikro sistemler üzerindeki akupunktur noktası adı verilen özel noktalar uyarılarak tıkanıklıklar açılıp, enerji akışı sağlanır. Bu uyarı altın, gümüş, çelik iğneler, bası, moksa denilen özel bir ısı tekniği, lazer veya elektriksel olarak yapılabilir.

 

AKUPUNKTUR NOKTASI (AKUNOKTA) NEDİR? GERÇEK MİDİR?

  • Vücutta 12 meridyen üzerinde 361 tane, buna ek olarak ekstra meridyenler üzerinde de akupuntur noktaları mevcuttur.
  • Yapılan doku biyopsilerinde akupunktur noktasına denk gelen yerlerdeki hücrelerde, özellikle enerji iletimi ile ilgili yapısal farklılıklar tespit edilmiştir.
  • Akupunktur noktalarının bulunduğu noktalar elektriği daha hızlı iletir. Bazı akupunktur noktaları, dermatom sahaları ile uyumlu dağılım göstermektedir.
  • Günümüz modern teşhis yöntemleriyle, 5000 yıllık kadim bir öğreti olan akupunktur ile ilgili kullanılan noktaların varlığı gösterilmiştir.

AKUPUNKTURDA MİKROSİSTEM NEDİR?

  • Kulak, ayak, elde tüm vücut bölgelerinin temsil edildiği alanlar vardır. Tedavide en sık kulak mikrosistemi kullanılır.
  • Kulakta ters dönmüş bir fetüs şeklinde tüm vücut temsil edilir. Fetusun organlarına denk gelen noktalar uyarıldığında, kişinin o bölge ile ilgili hastalıkları iyileştirilir.
  • Örneğin belinde ağrı olan kişinin kulağında, bel ağrısı ile ilgili noktalar iğnelendiğinde, bel ağrısında düzelme olur.
  • Dinamik MR görüntüleme yöntemi ile de kişinin kulağında bel ile ilgili nokta iğnelendiğinde, beyinde bel ile ilgili bölümde aktivite değişikliği gösterilmiştir.
  • Yani mikrosistemlerin varlığı ve etkinliği günümüz modern görüntüleme yöntemleri ile tespit edilebilmektedir.

AKUPUNKTUR HANGİ HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE KULLANILIR?

SAĞLIK BAKANLIĞI MEVZUATINA GÖRE AKUPUNKTUR TEDAVİSİ ENDİKASYONLARI

– Kas İskelet Sisteminin mekanik ağrısı
– Eklem Ağrıları
– Migren, gerginlik tipi ve organik olmayan diğer başağrıları
– Diş Ağrıları
– Nöropatik ağrılar
– Kas spazmı, bel fıtığı, akut konservatif dönem ve kronik dönem bel ağrıları
– İlaç yan etkisine bağlı, taşıt tutması ve gebelikle ilgili bulantı ve kusmalar
– Fonksiyonel gastrointestinal sistem bozuklukları; kabızlık, mobilite bozuklukları, reflü
– Alerjik rinit bulguları
– Dismenore, infertilite, polikistik over sendromu ve premenstrüel sendrom, doğum ağrısı
– Organik nedene bağlı olmayan uyku bozukluğu
– Eksojen obezite tanısı almış hastada diyete uyum
– Alerji, ekzema ve cilt kuruluğuna bağlı kaşıntı
– Sigarayı bırakma sırasında oluşan anksiyete
– Organik bir nedene bağlı olmayan gece işemeleri
– Kemoterapi ve radyoterapiye bağlı bulantı, kusma, ağrı, ağız kuruluğu
– Organik nedeni olmayan vertigo
– Geriatrik hastalarda
– Solunum sisteminin kronik hastalıklarında günlük yaşam kalitesini artırmada
– Genel iyilik halinin oluşması ve sürdürülmesine yardımcı olmada

AKUPUNKTUR HANGİ MEKANİZMALAR İLE ETKİ EDER?

Akupunktur elekromanyetik sinyalleri uyararak, bağışıklık sistemi hücrelerinin ve ağrı giderici kimyasalların salınımını artırıyor.
• Beynin acı ile ilişkilendirilen bölümündeki, yani limbik sistemdeki aktiviteyi azaltarak ağrı ve acı kontrolü sağlıyor.
• Vücutta birçok mekanizmayı kontrol eden hipotalamus ile hipofiz bezini uyararak etki ediyor.
• Nörotransmitter ve nörohormonların salınımını etkileyerek beyin kimyasında olumlu değişimlere neden oluyor.Kapı kontrol mekanizması ile ağrıyı azaltıyor.

Örneğin infertilite tedavisinde akupunktur uygulamasının, GNRH salınımını tetikleyen nörotransmitterleri uyarıp, bu yolla adet düzenini ve yumurtlamayı kontrol ettiği düşünülmektedir. Ayrıca endojen opioidlerin üretimini artırıp, uterus (rahim) kan akımını artırdığı, vücudu gevşeterek, stresi azaltarak kısırlık tedavisinde başarı oranını anlamlı şekilde yükselttiği gösterilmiştir.